Meditasyonun En Üstün Mertebesi Kutsal Meditasyon: Tefekkür

Meditasyon, birçok kültür ve dinde önemli yere sahiptir. Farklı teknik ve şekillerle uygulanmaktadır. Meditasyonun en üstün mertebesi olan kutsal tefekkür, İslam dininin kemiğidir. İslam’da üç şekilde derin düşünme yapılmaktadır ve önemli bir yere sahiptir;

  1. Zikir (Anma): Kalben Allah’ın isimlerinin anılıp, Allah’ın anılmasıdır.
  2. Kutsal Tefekkür: Kur’an-ı Kerimden alınan bazı ayetler ve bu ayetlerin manaları üzerinde derin düşünme halidir. Doğa ve Allah’ın mucizeleri üzerine derinlemesine düşünmeyi ihtiva eder. Zihin tek bir düşünceye odaklanmaktadır.
  3. Namaz (Salât): Zikir, Tefekkür, Meditasyon, Egzersiz, Nefes teknikleri vb. daha birçok unsuru barındıran ibadet türüdür.

Meditasyonun birçok teknik ve yöntemi geliştirilmiş, farklı isimler ve şekillerde mana bulmuştur. En derin ve üst mertebe olanı ise tefekkür’dür. Tefekkür, derin düşünmenin daha da ötesinde teslimiyet ve inanç mekanizmasını barındırmaktadır.

Ebu’d-Derdâ (ra); “Bir saat tefekkür, kırk gece nâfile ibadetten üstündür.” Demektedir.

Tefekkür, derin düşünme anlamına gelmektedir. Modern tabiriyle Meditasyon demektir. Tefekküre ilişkin Kur’an-ı Kerim’de; “Onlar ki, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken Allâhʼı zikrederler…” (Âl-i İmrân, 191) şeklinde ayet bulunmaktadır.

Ayrıca; “…Göklerin ve yerin yaratılışı hakkında tefekkür ederler (ve şöyle derler:) «Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Senʼi tesbîh ederiz. Bizi Cehennem azâbından koru!»” (Âl-i İmrân, 191)

Tefekkür’ü Meditasyonun en üstün mertebesine çıkarmasının hikmeti, meditasyon gibi zihni boşaltmak ve arındırmaktan öte kişinin kulluğunu, hiçliğini ve acziyetini idrak etme durumunun olması, zihnen ve kalben derinlemesine duygularla haşyet ve hayret içerisinde kalmasıdır.

Tefekkür Nedir?

Düşünmek, derinlemesine düşünmek ve idrak etmektir. Bir nazar ederek hayretle bakmak ve zerreye kadar düşünmektir. Çevre, bitkiler, hayvanlar, gökyüzü, yeryüzü, atmosfer ve daha nicesi düşüncenin öbeğindedir. Elbette ki bunların odağında ise yaratılışları ve yaratan kudret yer alır. Bunu düşünmek, en üst mertebelere ulaşma halidir.

Uzay, güneş, sistemler, ay ve galaksiler derken, olmayanı yahut olacak olanı düşünme halidir tefekkür. Düşünülenler arasında kişinin kendisini bir konuma sokma anı da söz konusudur. Her safhasında ise bir hiç olunup, zerre dahi olmayışın kavranması durumu bahis konusudur.

Tefekkür, en sonunda ise yaratıcının kudreti, kerim ve rahman oluşunu düşünmekle vuku bulur. Ona teslimiyet ve tam manada sadakatle bağlılığı harekete geçirir. Bu mertebeye yükselmek, Tefekkür’ün üst kademesine varıştır adeta. Tefekkür’ün üç haliyle mertebesi kutsallaşmaktadır.

Zikir (Anma)

Zikir, tefekkürün bir mertebesidir. Yaratıcının bir ismini yalnızda zikretmek, anmak ve yalnızca o isim üzerine düşünmektir. O, ismin anlamını ve özelliklerini idrak etmek, zihni o düşünceler dışında tamamen arındırmak eylemini gerektirmektedir. Her yerde, her pozisyonda yapılabilmektedir.

Kutsal Tefekkür

Kişi evvela zihinsel arınma sağlayıp, kendini bulur. Ardından evreni, doğayı ve her anı, her zerreyi düşünüp, idrak eder. Farkında olup, üst mertebelere yükselir. Sonunda bunların yaratılışı ve yaratıcısı üzerine derin düşüncelere dalar. Ancak tefekkürün son noktası ise teslimiyet, kabul ve sadakatle bağlanma halidir. Kişi, her tür düşünceden ve durumdan soyutlanıp, bir hiç ve aciz oluşunu seyreder. Her pozisyon ve zamanda, mekânda yapılabilmektedir. Farklı yöntemleri vardır. Modern meditasyon benzerliği bulunur.

Namaz (Salât)

Zikir ve Kutsal Tefekkürle birlikte miraca yükselişin eylemsel ve manasal alanıdır. Zikir tefekkürü, kutsal tefekkür ve ilaveten namazın gereklilikleriyle bir bütün oluşturan meditasyonun ulu mizanıdır. Namaz, meditasyon, yoga, tefekkür, reiki vb. birçok yöntemin en gelişmiş hallerini bir bütün halinde barındırmaktadır. Namaz;

  • Nefes egzersizleri,
  • Zikir tefekkürü,
  • Kutsal tefekkür,
  • Beden egzersizi,
  • Reiki,
  • Zihni serbest bırakma,
  • Nefes odaklanması,
  • Huşu ile tefekkür,
  • Bir nesneye odaklı doğa meditasyonu,
  • Teslimiyet,
  • Kavrama ve idrak,
  • Farkındalık vb. birçok unsuru bünyesinde barındırmaktadır.

Tefekkür, Namaz veya Zikir hali fark etmeksizin diğer meditasyonlardan farklı olarak kişinin kendini sorguya çekme durumunu da arz eder. Kişi, hata ve suçlarını, pişmanlıklarını da ölçüp, bunlara pişmanlık duyarak, bu duygu ve hatalardan arınır, tövbe haliyle hiç hata işlememiş gibi hafifler.

Namaz ve Tefekkürü Bilindik Meditasyondan Ayıran Nedir?

Namaz ve Tefekkür, İslam dininin yegâne öğretilerindendir. Huşu ve Malayaniyi terk söz konusu olup, teslimiyet söz konusudur. Bu yüzden de ibadet ve önemli bir görev olarak vuku bulur. Huşu, Allah’tan korkma ve teslim olmayı gerektirmektedir. Tüm her şeyin üzerinde Allah’ın olduğu inancı ve idraki vardır. Meditasyonda ise arınma ve serbest bırakış temel gayedir.

NOT: Meditasyon, Yoga, Tefekkür ve Namaz vb. tüm derin düşünme ihtiva eden uygulamalarda zihni derince meşgul edecek her türlü unsur bertaraf edilmelidir. Misal vermek gerekirse, aç kişi, evvela yemek yemeli, sonra meditasyona geçmelidir. Önemli bir iş varsa önce onu tamamlamalıdır. Bu hususta ise zaruri ihtiyaçlar olması önemlidir. Keyfi hiç bir işe öncelik verilmemelidir. Aksi durumda sürekli erteleme hastalığı baş gösterip, Meditasyondan haz alınamaz. Verimli bir tefekkür ve meditasyon söz konusu olmaz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir