Farklı hallerde dengeyi koruma

Farklı Hallerde Dengeyi Bulma

Farklı hallerde denge sorunu yaşıyorum. Adeta denge arayışı içerisindeyim. Aranmadık yer, bakılmadık mekan bırakmadım ama bir türlü bulamadım. Bilen, gören, işiten var mı? 

Adem’den bu yana hayatın her halinde insan birtakım gayretler içerisinde olmuştur, olmaya da devam edecektir. Bu hayatı ve doğanın işleyişini dikkatlice gözlediğimizde ise dengenin kendiliğinden oturacağı, hallerin raya gireceği fark edilir. Ancak sabırsızlık biz insanoğlunu çepeçevre ne yazık ki kuşatmış durumda. Sonbaharı beklemeden sabırsızca yapraklarını döken ağaç gibiyiz adeta.

Varlığımızla bizler bu doğal sistemin en karmaşık yapısına sahip canlılarıyız. Kainatta ne yazık ki denge bozucu varlıklarız. Aslında kainatın en kıymetli ve olmazsa olmazı olan İnsan, modern hayatın getirdiği birtakım şartlar ve açgözlülük yüzünden dengesizleşmiş, doğanın dengesini bozmuş bir varlık halini almıştır.

Hayatımızın her anını uçlarda gibi sanıyoruz. Peki gerçekte öyle mi? Hayat çeşitli hallerden ibaret. Peki, bu hallede dengesizlikler olmuyor mu, oluyorsa bu dengeyi nasıl kurabiliriz ki, denge unsuru her alanda olmazsa olmazdır.

Tarih, masal ve öykü kitaplarından öğrendiğimize göre eski çağlarda doğa ve çevre çok daha güzeldi. Günümüzde ise sanayileşme yüzünden doğanın dengesi bozuldu. Bu çağın getirdiği sorun ve hastalıklar yüzünden bireysel hallerde de bozulmalar oldu. Öyle insanlar var ki, dakikada farklı ruh hallerine bürünebiliyor ve bunu istemsizce yapmak zorunda kalıyor. Ani mutluluk, öfke veya bir türlü geçmek bilmeyen endişe, kaygı ve korku halleri insan hayatını alt üst ediyor, yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor.

Kendinize suç atmayın. Yalnız sizin hallerinizin dengesi bozulmadı. Evrenin de dengesi bozuldu. Gök cisimleri yörüngelerinden çıkıyor, birbirlerine çarpma durumları geçmişe göre çok daha yakın bir olasılıkta. Bitkiler eski günlerdeki gibi doğal ve sağlıklı değil. Her derde deva balı düşünün ki, artık faydadan çok insan ve çevreye zarar veriyor. Ölümcül zehir içeren bal yediniz mi hiç? Doğal bir ortamda yabani doğal arılar tarafından halbuki yapılmışlar. Ama onların bile doğası bozuldu. Doğanın en önemli güzelliği denge ve ahenktir. Tabiatta her şeyin bir dengesi, kendi ve çevre ekseninde bir ahengi var. İşte bizler bu dengeyi de, ahengi de tıpkı kendi hallerimizin dengesi gibi bozduk ve bozmaya da devam ediyoruz. Sonunda ise bir türlü şifa bulamadığımız salgınlar, ani heyelan ve depremler, çığ düşmesi, seller ve orman yangınları, canlı türlerinin olumsuzca evrimleşmesi, mutant geçirmesi veya neslinin yok olması bilinen birer gerçek.

Peki, bu dengeyi nasıl korur ve farklı hallerde dengeyi buluruz?

Elbette ki doğadan ilham alacağız. Biz, bu doğanın bir parçasıyız ve diğer canlılar gibi uyum sağlamak zorundayız. Tüm evrenin tek sahibi biz değiliz veya her şey sadece bize ait değil, bizim için yaratılmadı. Diğer canlıların da hakkı var ve onlar farklı hallerde nasıl davranıyorsa bizlerde öyle davranmalıyız. Farklı hallerde dengeyi korumanın 2 temel öğesi bulunuyor;

  • 1- Biz, bize düşeni öncelikle yapmalıyız.
  • 2- Biz, doğanın bir parçasıyız ve her şeye sahip olamayız.

Temiz bir dünya ve çevre arzuluyorsak ki, arzulamak zorundayız, önce kendi iç ve bedensel temizliğimize ve sonra çevre temizliğimize önem vermeliyiz. Sen önce kendi evini süpürerek başla! Sonra akışına bırak bazı şeyleri. Her zaman sürücü koltuğunda sen kalamazsın, kalmamalısın da.

Her şey bir şeyden ibaret değildir. Sen de değilsin, senin mevcut ruh halinde mevkin ve konumunda olmayacak. Yani bugün mutsuz bir fakir olabilirsin. Ama bu değişmez bir sabit hal değildir. Yarın seni farklı şeyler bekliyor olacak. Fakirlik mutsuz olmanın bir etkeni değildir. Yine mutlu olabilirsin. Yahut zenginlik mutsuzluk getirmez tıpkı hep mutluluk getirmeyeceği gibi. Mevcut halden çıkmak istediğinde yapman gereken şey uyum ve denge ekseninde teslim olmak, bazen geri çekilmektir.

Balık tutmaya gittin ama tutamıyorsun. Ya olta kırılıyor, ya balık gelmiyor. Kasma, üzülme. Akışına bırak ve teslim ol. Kendinden değil, balıktan o gün için vazgeçmen gerekiyor. Başka bir halde olmak zorundasın demek ki. Bu bilince var.

Acili bir gün seni bulduğunda üzülme. Öncesinde senle değildi ve yarında seninle olacak diye bir şart yok.

Ayrıca “Mutlu İnsanların Temel Karakterleri” ve “Nasıl Mutlu Olunur?” yazılarımıza da bakabilirsiniz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir