Blog Açmanın Yaşam Kalitesine Etkileri

Blog Açma ve Yaşam Kalitesine Etkileri

Blog açmanın ve yönetmenin yaşam kalitesine bir takım faydalar sağladığı artık bilinen bir gerçek. Günümüzde blog açmak ise artık çok kolay ve ücretsiz. Fakat her alanda ve işte olduğu gibi fayda arz eden bir şey yanlış kullanıldığında zarar da verebilmektedir. Tıpkı ateş gibi. Ateş insanlar için oldukça faydalı, bir o kadar da zararlı ve tehlikeli bir madde. Onu, nasıl kullandığımız faydalı veya zararlı hale getiriyor. İşte bloglar içinde benzer unsurlar geçerlidir. Birkaç dakika içerisinde blogunuzu açabilir ve hazır hale getirebilirsiniz. Peki ya sonra? İşte asıl iş bu safhadan sonra başlıyor.

Blog unsuru içerisinde yazma eylemi barındırır. Yazmak için insana huzur veren en faydalı aktivitelerdendir.

Blogunuzu tek kendiniz için yazmıyorsanız ve insanların da takip etmesini, faydalanmasını istiyorsanız elinizde olması gereken en güçlü silah içerik olacaktır. Bloglar için en önemli silah içeriktir. İçeriğe önem vermeniz tema ve alt yapıdan çok daha önemlidir. Aksi halde kendi kendinize ziyaretçi istatistiklerine bakarken kendinizi bulabilirsiniz.

Yeni başlayan, orta ölçeğe ulaşabilen blog yazarları için yaşam kalitesini artıracak önemli tavsiyeleri sizlerle paylaşıyoruz.

Kime Yazıyorsun?

İyi bir blog yazarı hedef kitlesini iyi tanımlamalıdır. Aksi taktirde onlarla etkin ve sağlıklı iletişim kuramaz. Yazdıklarım okunsun ve etkileşim görsün istiyorsan hedef kitlen kim, neleri seviyor ve nelerden hoşlanmıyorlar. Bu sorulara cevap bulmalısın.

İlk etapta hedef kitleyi iyi belirlemek zordur. %100 etkin tahminde bulunamayabilirsiniz. Ancak zamanla bu kitleyi anlamaya başlayacaksınız. Bu süreçte onları dinleyin.

Şayet “Kendim için yazıyorum.” diyorsan sana iyi bir haberimiz var. Sayfanın en sonuna, son maddeye bakman yeterli.

Alıntı kabul edilir ama kopyala-yapıştır ASLA

Blog yazmak kurmaktan zordur. İlk oluşumdaki kadar basit bir iş de değildir. Zaman geçtikçe yazmanın çok zahmetli, zor ve profesyonellik gerektiren bir iş olduğunu anlayacaksınız. Fakat bir o kadar da keyifli ve yaşam kalitenizi artırıcı bir şey olduğuna kanaat getireceksiniz. İlk etapta günde birkaç yazı yazarken ilerleyen zamanlarda bu sayı düşecek, ayda bir veya iki yazıya düşecektir. Paniğe gerek yok. Endişelenmeyin.

SEO ilkelerince arama motorlarının blogunuzdan vazgeçmemesi için sırf bu amaçla birkaç yazı yazacağınız zamanlar olacaktır. Sırf blog boş kalmasın diye ayda bir yazı yazacaksınız. İşte bu süreçte yapılan büyük bir yanlış var. Diğer bloglardan içerikleri kopyalamak ve blogunuzda paylaşmak ilk akla gelen çözüm olabilir. Ama bu durum hem okuyucunuzu, hem arama motorlarını blogunuzdan uzaklaştıracaktır. Bu nedenle kesinlikle başka bir blog veya siteden içerik kopyalamayın.

Alıntı konusu ise biraz farklı. Kendi özgün içeriğinizi üretirken konuyu pekiştirmek amacıyla farklı kaynaklardan veri desteği alma durumudur. İlgili, bilgilendirici ve eğlenceli alıntılar yapabilirsiniz. Ama burada ise en etik olanı mutlaka her alıntıya kaynak göstermektir.

Samimiyet ve Eğlence Anlayışı

Şayet teknik bir konuda yazıyorsanız yazı dilini eğlenceli ve samimi bir hale getirmek gerekir. Mümkünse herkese daha sıcak bir anlatımla konuyu sunun. Espri yeteneğine güveniyorsan yazını bunlarla güçlendirebilirsin. Ama tabi ki abartma, sadece küçük pekiştirici bir çalışma olarak kullan.

Ha, ayrıca bunun çok büyük bir risk olduğunu da unutma. Espri beğenmeyen okuyucunun sert tepkisine neden olabilir. Bu yüzden dozu kaçırmamalısın. Hele sulu esprilerden kaçın. Sen bunları söylerken çevre arkadaşların ve dostların çok gülebilir ama sen fıkra yazmıyorsan blog yazılarında bunu dozunda bıraksan çok daha iyi olur. Çünkü sözü yazıya aktarmak ve aynı etkiyi okuyucuda oluşturmak her babayiğidin harcı değildir.

Konuya Değer Kat

Haberciler için en önemli konu bir haberi ilk aktaran olmaktır. Hayati önem taşır. Ama bu haberi herkesin anlayabileceği tarzda basit ve anlaşılır halde sunmak ise pek kolay değildir. Profesyonel birçok merci var ve onlarla kaşık atabilir misin? Hele de yeni bir blog yazarı isen ki, pek tavsiye etmiyoruz. Risk almana değmez. Öyleyse gel sen aktarmaya layık gördüğün haberleri kaynak göstererek blogunda özgün biçimde sun. Alıntı yap ama kopyalama. Haberlere kendi yorumlarını ekle ve mümkünse farklı kaynaklardan da alıntılarla güçlendir. Hatta yapabiliyorsan farklı bir bakış açısıyla haberi sun.

Demek istediğimiz konuya değer katman. Aktaracağın konu ne olursa olsun senin katacağın değer kıymetli. Bir değer katmalısın. Bu konuyu neden senin perspektifinden, senin blogunda okuyucu okusun ki?

Zaten çoğu kişi ele aldığın konuyu bir şekilde haber sitelerinden veya başka mercilerden edinebiliyor. O yüzden konuya değer katmayı unutma.

Uzmanlığına Odaklan

Sen uzman mısın? Uzmanlık alanın ne?

Yüzlerce blog bulabilirsin ki, her konuda içerik üretebilsin. Ama şayet sen bu yayınlarla rekabet edecek güçte değilsen sakın böyle bir genel konulu blog işine girişme, üzülürsün. En doğru olanı kendi uzmanlık alanın ile blog içeriğini sınırlamaktır.

Misal vermek gerekirse; sence bugün teknoloji veya makyaj yahut güzellik, hatta sağlık konusunda blog açmaya gerek var mı? Düzinelerce blog var bu kategorilerde. Birçoğu da markalaşmayı başarmıştır. Fark yaratamayacaksan o mercide olmanın bir anlamı yok. Ama bu tamamen bu alandan çekilmen gerektiği anlamına gelmiyor. Örneğin teknoloji alanında bir blog açacak isen en doğrusu sınırlandırılmış bir konu belirlemektir. Cep telefonları içerisinde “Android uygulamalar” şeklinde bir sınırlama kafi olacaktır. Benzer nitelikle bir sınırlama uygun olacaktır.

Unutmayın! Ne kadar çok konuya değinmek isterseniz o denli içerikleriniz yüzeysel olacaktır. Ciddiye alınma olasılığını da azaltacaktır. Peki konuyu daraltır ve belli alanlara odaklanırsanız işte o zaman başarılı olursunuz. Sürdürülebilirlik açısından bu önemlidir. Ayrıca o alanda uzmanlaşmanızı sağladığı gibi etkin bir kitle edinmenizi de sağlar.

Okura Saygı Duy

Blogunuza önem veriyorsanız okuyucunuza da önem vermelisiniz. Olabildiğince sık ve özgün, farklı içerikler üretin. Haftalarca yazamıyorsanız haftada en az bir makale yazın. Aksi durumda blogunuz ve yazdıklarınız pek ciddiye alınmaz. Blogunuza değer katmak için gündemsel konularda kendi alanınızı ilgilendiren yapılarla kendi özgün bakış açınızı ortaya koyun. Hızlı başlayıp, hızlı düşmeyin. İstikrarlı olmaya gayret edin.

Hiç kimse şişirme, uydurma ve abartılı makaleler okuyarak vaktini boşa harcamayı hak etmiyor. İnsanlara değer verin, okuyucularınıza saygı gösterin. Onlara kötü içerik sunmayın. Kulağa pazarlama fısıldayan içeriklerden uzak tutun. Bir iyi okuyucu, 10 sadık ve iyi okuyucuya referans olur. Kaybedilen okuyucuyu tekrar geri kazanmak yenilerini kazanmaktan çok daha zordur.

Sinirlerinizi Aldırın

Sinir mi, o da ne canım? Blog yazarının da siniri mi olurmuş… Her insan sinirlenir, blog yazarları da insan ve elbetteki sinirleneceği anlar olabilir. Ama sinirlerine hakim olmalıdır. İyi blog yazarı sinirlerine en iyi şekilde hakim olandır.

Artık herkes kolayca her şeye yorum yapabilmekte. İsteyen istediğini söyleyebiliyor. Yazılarınıza yorumlar alacaksınız. Birçok blog yazarı yazılarına yorum yapılsın ister. Ama beklediğiniz şekilde yorumlar olmayabilir. Yapıcı olmayan, ağır eleştiri içeren hatta hakaret içerikli yorumlarla kaşılaşabilirsiniz. Günümüzde pek de az değildir. Ama blogunuza önem veriyorsanız bu tip moral bozucu yorumlara karşı profesyonelce davranmalısınız. En çok yapılan hatayı siz yapmamalısınız. Hemen benzer tarzda yanıtlar vermemelisiniz. O yorumu yapan kişi birkaç zaman sonra o yorumu, hatta yazınızı bile unutacaktır. Belki de ilerleyen zamanlarda hatırlatılsa pişman olacaktır. Ama İnternetin hafızası keskin ve güçlüdür. Sizin o yoruma verdiğiniz yanıtı çok uzun süre koruyacaktır. Diğer okuyucularınızın da bakış açısını değiştirecektir.

Konu dışı, yıkıcı ve olumsuz enerji yayan yorumları görmezden gelin. Siz cevapladıkça konu gereksiz yere uzar. Çığırından çıkar. O yüzden kendinize ve sinirlerinize hakim olun. Şayet yorum gereksiz ve yersiz ise, makaleniz bu yorumu hak etmiyorsa emin olun diğer okuyucular müdahale edeceklerdir. Ama her yorumu dinleyin ve ders edinecek bir şeyler çıkarın.

Senin Diye Tek Olmak Zorunda Değilsin

Blogu sen açmış ve yönetmiş olabilirsin. Bloguna zaman geçtikçe iş yahatı, sağlık, ev halleri, özel hayat derken birtakım engeller çıkabilir ve haftada 1, hata ayda 1 veya 2 makale ancak yazabileceğin bir durum oluşabilir. Bu durumda illa tek başına devam edeceksin diye bir şart yoktur. Ülkemizde çok yazarlı yüzlerce blog var ve ciddi başarılar elde edebilmiştir. Sen de aynı konuda fikirleri olan ve paylaşmak isteyen diğer blog yazarlarıyla etkileşim kurabilir, onların senin bloguna katkı sağlamasına imkan sağlayabilirsin.

Çok Yazarlı Blogların Faydaları

Daha zengin içerikler elde edilebilir. Ayrıca benzer konularda çok daha farklı, özgün ve çeşitli bakış açılarında içerik aktarımı ve üretimi mümkündür.

Blog konunuzla alakalı faaliyet gösterebilecek, benzer konulara ilgi duyan birçok kişi vardır. Onların da blogunuza katkı sağlamasına imkan verin. Daha keyifli, etkili ve bilgilendirici yayınlar ortaya çıkacak, emin olun.

Şayet maddi bir desteğiniz veya imkanınız varsa bu alandaki profesyonellerden destek alabilirsiniz. Ücretli metin yazarlarından içerik üretmeleri için destek alabilirsiniz.

Yazın ve Eğlenin

Yazmak zorlu, zahmetli ve uzmanlık gerektirir ama her zaman keyif verir. Kim için yazarsanız yazın, ne tür bir bakış açısına sahip olursanız olun fark etmez. İster “sanat sanat içindir.” diyin, ister “sanat toplum içindir.” fark etmez. İster küçük çaplı bir blog olsun ister ciddi hedefleri olan bir blog olsun ama yazarken her halükarda keyif almayı bilin. Yazarken eğlenmelisiniz. Eğer eğlenemiyorsanız yapmanız gereken şey belki de blog açmak, yürütmek veya yazmak değildir. Bu işten vazgeçebilirsiniz.

Bu arada yeni bir blog siteniz var ise şansı değilseniz muhtemelen bir süre ciddi gelir elde etmeniz olanaksızdır. Kimse bunun garantisini veremez. Ama denemeye değmez mi? Önemli olan yazarken ve blogunuzu yönetirken keyif almanız.

Siz keyif alıyorsanız okuyucunuz da keyif alacaktır. Zoraki yazıyorsanız okuyucunuza da bu his yansır ve okuyucunuzu sıkar.

Alanında uzman ve deneyimli birçok blog yazarı var. Bu bahsettiklerimiz belki de sıradan ve basit konular ama yeni başlayacak blog yazarları için minik bir rehber niteliğinde olacaktır.

Yaşam Kalitesi ve Blog Yazarlığı

Yazmak zaten başlı başına yaşam kalitesini artıran bir faaliyet. Bloglar ise diğer okuyucular ile hızlı ve açık etkileşim sağladığı için daha aktif ve farklı deneyim sunan merciler. Böyle bir deneyim sizlere ne denli fayda sağlayacak, hayal edebiliyor musunuz?

Yaşam kalitenizi artırmak için haftada en az bir blog yazısı yayınlamanızı ve kendinize ait özgün blog yönetmenizi tavsiye ediyoruz.

Nasıl Blog Açabilirim?” diye düşünüyorsanız size adım adım blog açmayı anlatan farklı bir blog kaynağını tavsiye edebiliriz: Adım Adım Blog Açmak  (Wpmavi)

Keyifle yazmanız dileğiyle…

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir