2019

Kaygı Bozukluğu

Kaygı Bozukluğu İçin Altın Öneriler

Kaygı bozukluğu, mevcut durumda hissedilen korku ve endişenin daha üst düzeyde, gerginlik ve korku halidir. Bu duygulara bağlı verilen bilinçsiz tepkiler ile görülen, alt türleri bulunan psikolojik rahatsızlıktır. Uzun süreli endişe, zamanla fiziki tepki şeklinde kendini gösterir. Yüksek veya düşük tansiyon, yüksek nabız, aşırı ve ani terleme, nefes alışverişinde düzensizlik ve hızlı alıp verme, nefes darlığı, mide ve bağırsak kasılmaları gibi belirtiler kaygı bozukluğu rahatsızlığında sıkça görülen fiziksel tepkilerdir.

Ağlamanın Çözdüğü Sorunlar

Ağlamanın Çözdüğü Sorunlar

Zaman içerisinde birtakım duygular yaşar, kimi zaman kişiyi olumsuz etkileyen neticeler ortaya çıkar. Bu hislerin kimi zaman fiziksel olarak yaşandığı anlar vardır. Sevinirken gülmek, üzülünce ağlamak bunlardan birkaçıdır. Fakat sadece üzgün olunduğunda kişi ağlamaz. Aynı zamanda sevinç, korku gibi duygusal olgular da ağlamaya neden olur. Yapılan araştırmalar ağlamanın bir nebze olsun rahatlattığını göstermektedir.

Duygusal Zekâ Önemli mi?

Duygusal Zekâ Önemli mi?

Duygusal zekâ, diğer tabiriyle (EQ) entelektüel yetenek denilen kavram, sıkça duyulan terimler arasındadır. Psikoloji, kişisel gelişim, ruhsal sağlık vb. alanlarda ve özellikle de 90’ların sonrasında oldukça popülerlik kazanmıştır. Günümüz aydınları ve toplumları için gündem bugünlerde oluşturmuyor olsa da önemini hâlâ koruyan konulardandır.

Migren Ağrısını Gideren 8 Besin

Migren Ağrısını Gideren 8 Besin

Migren, kronik olarak devam eden baş ağrılarındandır. Tedavisi bulunan nörolojik bir hastalıktır. Yaşam kalitesini düşüren hastalıkların başında migren gelir. Zonklama veya sakaklarda keskin ağrı şeklinde görülür. Çoğunlukla da ilginçtir kadınlarda görülür. Başladı mı adeta bitmek bilmez. Kişinin tüm hayatını ve yaşam kalitesini berbat eder.

reformer Pilates İle Kilo Verme

Dünyanın Sıkça Kullandığı Kaliteli Türkçe Sözcükler

Türkçe çok eski çağlara uzanan köklü dillerdendir. Her dil gibi, Türkçe de diğer diller ile ilişki içerisinde olmuş, sözcük alıp vermiştir. Özellikle Osmanlı döneminde Arapça ve Farsça sözcükleri kendi bünyesinde adeta özleştirip, dünya mirasına kazandırmıştır. İngilizce ve Almanca gibi dillere geçen bu sözcükler zaman içerisinde geçtiği dillerde şekillenerek dünyada kullanılır olmuştur. Hatta birçoğu İngilizce veya Fransızca sanılan bu sözcükler, aslında Türkçe’den dünya dillerine geçmiş ve kazandırılmıştır.